“Depresyonda mıyım?”
Kendinize sorduğunuz cevaplanması oldukça güç sorulardan biri… Bu soruya doğruya yakın bir cevap verebilmek için, kişinin hayatını her yönden etkileyen ve ‘kendi kendine geçmeyen’ bir hastalık olan depresyonun geçici bir hüzünlü hissetme halinden yahut çaresizlik ve umutsuzluğa kapılmaktan çok farklı klinik bir vaka olduğunun bilincine varmak gerekli.
Hüzünlü ya da çaresiz hissetmek zaman zaman hepimizin basına gelebilir ve hayatımızdaki bazı gelişmelere bu sekilde tepki vermemiz son derece normaldir. Sevilen birinin ölümü, bir ayrılık, bir maddi imkansızlık hali ya da iş hayatındaki bir statü kaybı buna sebep verebilir. Ancak tıbbi kaynaklarda sıklıkla ‘bitmeyen bir umutsuzluk ve rahatlaması olmayan bir acı’ olarak tarif edilen depresyon; herhangi bir sebepten bağımsız olarak gelip üzerinize bir anda çöken, sizi hareketsiz-çaresiz-çözümsüz bırakan bir hastalıktır.
Bununla beraber, kişinin icinde bulunduğu depresyonu tetikleyici ortamların da etkisi yadsınamaz. Hepimizin bildiği ve istatistiklerin da açıkça ortaya koyduğu gibi yasam standartları düşük, mutsuz bir toplumda yasıyoruz. Mutsuz iş yaşamı yahut işsizlik, düşük maddi gelir seviyeleri, kalitesiz eğitim, monoton ve iletişimsiz sosyal ve ailevi iliskiler gibi faktörler depresyonun içimizde kolaylıkla yeşermesine zemin hazırlıyor. Değiştirmeye gücümüzün yetmediği yaşama biçimimiz ve toplumsal düzenimiz nedeniyle, duygusal tatminsizlikler yaşayan, kendini ifade edemeyen, benliğini gerçekleştirmede yetersiz, gelecek korkusu içinde depresyonlu nesiller yaratmaya son hızla devam ediyoruz.
Depresyonun diger bir özelliği en kritik aşamada da olsanız çoğunlukla en yakınınızla dahi paylaşamadığınız bir hastalık oluşu. Depresyondasınız ve farkında değilsiniz — hissediyorsunuz fakat emin değilsiniz — emin olduğunuz an ise ifade edememe sorunu yasamaya başlarsınız… Benim de deneyimlediğim gibi, depresyonun eşiğinde olduğunuzu anladığınızda nedense ilk dürtünüz bunu dış dünyadan saklamak olur; sanki eve beklenmedik bir kırık not getirmiş gibi…
Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı kara köpek isimli video konu hakkında son derece başarılı bir tanı ve faydalı çözüm önerileri sunuyor. Söz konusu videoya rastladığımda bir zamanlar yaşayıp atlattığım bu hastalığın halen ensemde olduğunun farkında değildim. Çizimlerin ne kadar harika, örnekleme ve betimlemelerin ne kadar başarılı olduğunu düşünürken birden bir ağlama nöbetine yakalanmış, sonrasında ise durumumu uzun zaman en yakınlarımdan bile saklamıştım…
Herhangi bir sebep ya da olaydan ya da kişiden bağımsız olarak kendinizi açıklanmaz şekilde kötü hissettiğiniz, dolayısıyla elle tutulur bir nedene bağlayamadığınız depresyonun farkındalığı gibi teşhisi de son derece zordur. Dünya üzerinde depresyon geçirenlerin sayısının 350 milyon civarında olduğu düşünülüyor. Dünya Saglık Örgütünün tahminine göre gelecek 10 yılın en çok görünen ikinci hastalığı olacak. Bununla birlikte, Türkiye’de yapılan bir araştırmada her 100 depresyonludan sadece 12’sine doğru tanı konulabildiği anlaşılmış. Dolayısıyla bilinen hastalarının bilinmeyenlere oranla çok az sayıda olduğu teşhisi zor olan bu hastalığa karşı kendimiz ve sevdiklerimiz açısından bilinçli ve tedbirli yaklaşmamızda fayda var. Toplum olarak daha fazla bilgilenmemiz gerekiyor. Bu nedenle hem psikanaliz hem ilaç tedavisi gerektiren bu ciddi hastalığın gecikmeksizin teşhisi ve tedavisi icin temel 10 belirtisinin bilinmesi çok önemli. -Tabii ki sayılan her belirtinin muhakkak her hastada görülmesi gerekmediğini, bazı hastalarda bunların çoğunun bazılarındaysa sadece bir kısmının deneyimlenebileceğini de not düşerek- bu on temel belirtiyi su sekilde sayabiliriz;
- Kalıcı olarak mutsuz, rahatsız ya da ‘boş’ hissetmek
- Umutsuzluk hissi
- Suçluluk/değersizlik/çaresizlik hissi
- Hobilere ve daha önce zevk alınan aktivitelere karşı ilgi kaybı
- Enerji kaybı
- Konsantrasyon / hatırlama / karar alma yetisinde yetersizlik
- Uykusuzluk/sabah erken uyanma ya da çok fazla uyuma
- İştah azalması / kilo kaybı ya da fazla kilo alma
- Ölüm ve intihar düşünceleri ya da intihar teşebbüsü
- Devamlı surette huzursuzluk ve rahatsızlık hissi
Tedavi süreci geçirmeden atlatamayacağımız son derece yaygın görünen bir hastalık olan depresyona dair bir farkındalık yaratabilmek amacıyla, bu 10 temel belirtiyi etrafımızdakilerle paylaşmak son derece önemlidir. Hem kendimiz ve hem de sevdiklerimiz açısından semptomlarına karşı tetikte durmalı, hastalığın teşhisinde gecikmemek ve ileride daha olumsuz sonuçlarla karşılaşmamak için dikkatli olmalıyız.
Ruh ve beden sağlığımızı koruyabildiğimiz umut ve hayat dolu yarınlar dileğiyle…
Orjinal metin ve kaynaklar için:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder